Banu Pirinçcioğlu

Banu Pirinçcioğlu

YENİ TÜR

Öyle sanıyorum ki insan değiliz artık. Veya biz insanız ama başkaları değil.

Evet, başkaları var artık. Başka bir tür. Bizim gibi olmayan. Bize hiç benzemeyen.

Biz neyiz peki, kimiz biz? Ne özelliğimiz var, ne yaparız, ne yer ne içeriz?

Biz normal olanlarız. İyi olanlar. Merhametli, doğrucu olanlarız. Her şeyin en doğrusu için çabalayan, iyi olanlar. Kısaca böyle tanımlayabilirim bizi.

Ötekileşmekse bu eğer evet ötekileştik. Ötekiyiz artık.

Meşhur Aysun Kayacı sözü hep aklımızda bu günlerde. Dağdaki çobanın oyuyla benimki bir olamaz demişti ya. Linç etmişlerdi ya hani. Vay sen kimsin, kimi aşağılıyorsunlar uçuşmuştu havada.

Oysa ki Aysun çok başka bir şey anlatıyordu. Yıllar sonra anlaşıldı demek istediği.

Şimdi ben de onun gibi düşünüyorum. Bizler asla bir değiliz. Tamamen ötekileşmiş bir durumdayız.

Bir kere, hepimiz kardeş falan değiliz. Öyle bir saçmalık yok. Din kardeşi, ülke kardeşi. Yok öyle bir kardeşlik. Aynı dindeyiz, aynı ülkedeyiz diye ben delilerle, katillerle neden kardeş olayım ki?

Onu geçelim lütfen. Kardeş değiliz.

Kardeş olmadığımız gibi başkayız aynı zamanda.

Mesela, beni ele alalım.

Benimle, köpek öldüren bir olabilir mi? İkimize de "insan" denilmesi bizi bir yapar mı? Yapmaz.

O insansa ben değilim o zaman.

Hayvanlar olmasın, iğrenç diyenle beni bir tutabilir miyiz?

Önce insan diyenle ben nasıl aynı olabilirim?

Ağaç yandı, orman kül oldu diye üzülüp ağlarken ben, yangına karşı dans edenle ben bir miyim?

Çok farklıyız birbirimizden. Uçurumlar var. Evli olsak, şiddetli ve hiddetli geçimsizlikten, fikir ayrılığından ilk celsede boşanırız.

Ancak mesele şu ki, ben olması gerekeni, ötekiler de olmaması gerekeni temsil ediyoruz.

Fikir ayrılığından ziyade tür ayrılığımız var gibi.

Doğaya, canlıya, hayvana düşman bir insanla seven bir insan aynı gezegenden olamaz. Bir köpeğin başını okşarken, içimizin yağları eriyip giderken, tekmeyi basıp zevk duyanla biz aynı değiliz.

O kadar ayrıyız ki aynı gezegende bile olmamız hata. Apayrı yaşam alanlarımız olmalı bu durumda. Fizik olarak aynı oluşumuz bizi bir yapmaz.

O zaman demek ki, türlere ayrılmış durumdayız.

Mesela, nasıl ki geçen yüzyıllar içinde köpekler evcilleşti ve evcil hayvan statüsüne geçti, biz de belki öyle olduk. Bir hayvan var, bir evcil hayvan.

Bizim de ayrışmamız gerekiyor o zaman. Yeni bir türüz biz.

O insanlar var bir de biz varız.

Vurup kıran, öldürüp zevk alan var.

Kurtaran, yaşatmak için çırpınan ve acı duyan var.

İki ayrı uç.

Doğadaki en vahşi hayvan hangisidir sizce?

Bir Afrika aslanının ağırlığı yaklaşık 250 kilodur. Güç sıralamasından devam edelim, ardından kaplan, sonra jaguar geliyor. Timsahlar çok güçlü çene yapısıyla ile en yüksek ısırma kuvvetine sahiptir.

Onlar da kendilerinden daha güçsüz canlıları yiyerek besleniyorlar. Doğal yaşam. Güçlü güçsüzü yiyor yani.

Bir aslan sırf canı ormanda görmek istemiyor diye geyiğe saldırıp öldürmüyor. Jaguar buralar benim deyip domuzlara kafadan girişmiyor. Yemek için, yaşam döngüsü için herşey.

Aslanlar geyikleri, geyikler otları, domuzlar böcekleri yiyor.

Peki bizim derdimiz nedir bu durumda?

Köpekleri öldürmekteki hedef nedir, amaç nedir? Orman kanunu desek, öldürüp yememiz lazım. Aç kalmış olmamız ve yaşam döngüsünü sürdürmek için öldürdüğümüz köpekleri yememiz lazım.

Gördüğüm kadarıyla yiyeceğimiz bol, sınırsız. Aç değiliz. Ormanda da değiliz. Neden peki? İlkelliğimizin bir açıklaması olmalı.

Kendilerini haklı görenler yanıt olarak der ki, korkuyorum arkadaş. Korktuğum için hoşlanmıyorum. Korkuyor diye öldürüyor yani. Veya pis diyor. İğrenç salyalı diyor. Şeklini, salyasını sevmediği için öldürüyor.

Korkunç değil mi? Anlıyor muyuz, empati yapabiliyor muyuz? Mümkün değil. Çünkü onlar tarzanca konuşuyor, biz insanca. Aramızda yüzyıllar var. Onlar ilkel biz ise değiliz.

Biz gelişmiş, öğrenmiş, farkındalığı artmış bireyleriz. Onlar değil.

Deli desen değiller, hasta desen değiller. Başka bir ruh halindeler. Demek ki türleri değişmiş.

Nedir bu yeni tür? Şeytandan bozma yeni bir tür.

Kötülüğün dünyaya inmiş hali. Ne diyelim onlara?

Çünkü aynı sıfatla anılmaktan utanıyorum.

Ben insan olacaksam onlar olmamalı.

Hadi söyleyin. Bu başkalaşmış, ilkelleştikçe çirkinleşen, kötülükten beslenen, sapkın, iyileşemeyecek kadar ağır hasta bu yeni türe ne diyelim?

Önceki ve Sonraki Yazılar