Yeraltı edebiyatı ve Altay Öktem

Fakültede bölüm okurken dört yıl boyunca bir çemberin içinde dolanmış durmuşuz meğer ,bu döngü mesleğe atılınca da devam etmiş..Yani,
Dünya edebiyatının  ve bizim edebiyatımızın kült olmuş eser ve sanatçılarını  her dönem olmasa da belli aralıklarla  anlatıp durmuşuz..
Elbette bu eser ve sanatçılar çok kıymetli, ne var ki aysbergin görünmeyen tarafı da var...
Bilinen yaşamların dışında da yaşamlar var eserlere konu olması gereken...
Hayat hep konaklarda veya yalılarda yaşanmadı ki kariyer peşinde koşan insanlardan da oluşmadı...
Veya
Ege'de zeytin işçisi, Karadeniz'de fındık , Çukurova' da pamuk , Güneydoğu' da ağanın ırgatından da veya Kurtuluş Savaşı'nın anlatılarından da...
Ne var ki edebiyatımızda uzun bir dönem eserlerin panoraması böyleydi...
Ne zaman ki görünenin dışında yaşamların farkına varıldı işte  o zaman Oğuz Atay ' ın Olric' iyle tanıştık ve adına da " Yeraltı edebiyatı " dedik/ler...
Akabinde edebiyatın bu çizgisine  soluk veren diğer sanatçılar eser vermeye başladı...
Mesela  Metin Kaçan' nın " Ağır Roman "ı...
Ardindan Altay Öktem, Sibel Torunoğlu, Küçük İskender,Hakan Günday, Emrah Serbes, Murat Menteş ve adını sayamadigim   bu  edebiyatın  önemli isimleri  varlık gösterdiler.
Fakat ne acıdır ki popüler kültür sarmalında birçok insan bu  sanatçılarla çok geç tanıştı ki hâlen daha tanışmayan/tanımayan insanlar bile var...
Peki bu insanlar neyi ,kimi , nasıl anlatmak istediler veya  ne anlattılar kitaplarında?
Toplumda onlar için değişik olan neydi?
Hangi insanların hangi yaşamların farkına  vardılar da bunları  eserlerine konu yaptılar?

Hemen söyleyim:
Hayattan beklentisi  farklı olan , yaşamın  başka yüzlerini görmüş  , hayatta dibe vurmuş  insanları...Uyuşturucu veya alkol bağımlılarının , seks işçilerinin , evsizlerin , aylakların ve bunlar gibi toplumun ahlak değerlerinin altında sıkışıp kalmış insanların dünyalarını gördüler...
Ve bizler de,
Hiç gezmediğimiz korkunç sokaklarda onlarla gezer , onlardan belki de hiç duymadığımız küfürleri duyar ,o aykırı ruhların psikolojik sınırlarını keşfe çıkarız bu sanatçılarla...
Ben de ,
Yukarıda ismi geçen yazarların birkaç eserini bir edebiyat öğretmeni  olarak heyecanla merakla okudum hepsi ayrı bir renk hepsi ayrı bir üslup hepsi ayrı bir dünya...
Fakat sizlere  Altay Öktem' den biraz söz etmek istiyorum çünkü büyüsünden hiç kurtulamadığım bir yazar...
Öncelikle sanatçının ,
"Yalan Yanlış Hayatlar, Thomas Düşerken, Şeytan Aletleri , İçimde Bir Boşluk Var , Sonsuz Sıkıntı, Yaram Yanlış Yerde ,O Adam  Babamdı,Bu Kitaptan Kimse Sağ Çıkamayacak.." gibi adını buraya alamadığım birçok eseri var düz yazı türünde...
Bu eserlerde ne var derseniz?
Mizah ...
Bizim söylemekten çekindiklerimiz(argo , küfür)...
Bir sabah bakkala diye çıkıp yıllar sonra evine dönen Bekir ;konuşamayan , kollarını kullanamayan ünlü fotoğrafçı Thomas ,
uzuvlarımızın mizansenliği...
Somut gerçeklik yani kurgu gerçekliği..
İnsan psikolojisinin dehlizlerine girip onu gün ışığına çıkarmak...
Ekonomik kaygılar gütmeden sisteme karşı duruş gösteren çizgilerle anlatılarla fanzinler ...
Iskaladığımız yaşamlar ,burnumuzun dibinde olup da göremediklerimiz..
Kısacası ,
Dibi görünmeyen bir okyanus var...
Bence bu okyanusu  fazla gecikmeden keşfe çıkın,siz de  bu okyanusta neler neler olduğunu göreceksiniz...
Sonrasında hep bu sularda kalmayı isteyeceksiniz, şimdiden söyleyim...
Keyifli okumalar..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum