Antioksidan nedir?

Vücudumuzda doğal yaşam işlevlerinin devamını sağlayan biyolojik olaylar esnasında, içinde bulunduğumuz çevre nedeni ile etkilendiğimiz sigara, hava kirliliği, güneş, radyasyon, egzoz ve baca dumanı gibi etkenler yüzünden, kullandığımız ilaçlar sonucu oluşan ve hücrelere zarar veren maddelere serbest radikal denir.
Serbest radikalleri etkisiz hale getiren maddelere antioksidan denir. Antioksidanlar dışarıdan alınabildiği gibi vücut tarafından da üretilirler. Yaşın ilerlemesi ile üretim azalır. Azalan antioksidan kişiye yetmediği için serbest radikal miktarında artış oluşur. Hücrelerin yapısını bozan bu serbest radikaller kalp damar hastalıkları, bağışıklık sisteminde düşüşlere, eklem ve romatizmal hastalıklara sebep olabilir.

Serbest radikaller aynı zamanda DNA yapısına da zarar verir. Yüksek oranda hücre ölümlerine neden olarak, yaşlanmayı hızlandırır. 

Oksidan yani serbest radikal üretimine sebep veren maddeler genellikle beslenme yoluyla alınır. Beslenme tarzınızı değiştirdiğinizde vücudunuzda serbest radikal oluşumu azalır. Bazı besinlerin erken büyümesi, bol verim alınması gibi gerekçelerle üretim sürecinde kullanılan kimyasallar büyük zararlar verir. Bu şekilde yetiştirilen ürünler antioksidan bakımından zayıftır. Bu nedenle ilaç ve hormon eklenmemiş bitkilerle beslenmek çok önemlidir.
Vitaminler içinde en etkin antioksidan özelliği olanlar sırası ile C, E ve A vitaminleri, alfa ve beta karotenlerdir. Minerallerde ise selenyum, çinko ve molibden sayılabilmektedir.
 
33-031.jpg
Antioksidan Hangi Besinlerde Daha Çok Bulunur? Antioksidan türlerine göre besinleri sıralarsak;
A Vitamini ve Karotenoid: Havuç, kabak, brokoli, tatlı patates, domates, karalahana, kavun, şeftali, kayısı (açık renkli meyveler)
 
C Vitamini: Turunçgiller ve narenciyeler, brokoli, yeşilbiber, yeşil yapraklı sebzeler, çilek, domates, kuşburnu, biber. Pişirilme sırasında C vitamininde çok hızlı kayıplar olur. Bunu önlemek için besinler hafif pişirilmeli, yenilebiliyorsa çiğ yenmeli ve kesildikten sonra bekletilmeden tüketilmelidir.
 
E Vitamini: Fındık ve ceviz gibi sert kabuklu yemişler, yeşil yapraklı sebzeler, bitkisel yağlar, buğday tohumu, badem, çekirdek(ayçiçeği). Yağda kızartma ve tahılların öğütülmesi esnasında E vitaminlerinin yapısı bozulur. Bu yüzden E vitamini içeren ürünleri yağda kızartmayınız. Özellikle saflaştırılmamış tahıl ürünlerini (kepekli ürünler gibi) tüketmek daha sağlıklıdır.
 
Selenyum: Balık ve deniz kabukluları, kırmızı et, tahıl, yumurta, tavuk, sarımsak. Protein sentezinde, büyüme ve gelişmeyi destekler. Kan hücrelerinin kromozomlarının zarar görmesini önler. 
Bu gıdaların dışında bazı fotokimyasalları vardır. Örnek vermek gerekirse;
Flavonoid ve polyphenol : Soya sosu, kırmızı şarap, mor üzüm, nar, kızılcık, Yeşil çay, yaban mersini, erik, elma, çilek
 
Likopen: Domates ve domates ürünleri, greyfurt, karpuz. Kardiyovasküler hastalıklar ve kansere karşı etkileri ile bağışıklık sistemini destekler. Birçok çalışmada prostat ve kalın bağırsak kanserlerinin risklerini büyük oranda düşürdüğü kanıtlanmıştır.
 
Lutein:  Brokoli, kivi, brüksel lahanası ve ıspanak, kara lahana, kivi, kırmızı üzüm gibi koyu yeşil sebzeler. Lutein, güçlü bir antioksidandır. 
 
Lignan:  Keten tohumu, yulaf ezmesi, arpa, çavdar
 
Kateşinler: Siyah çay ve yeşil çay
 
Resveratol: Üzüm yaban mersini, kızılcık. 
 
Antisoyininler: Mürdüm eriği, karadut, yaban mersini, vişne, böğürtlen.
 
Elajik asit: Nar, üzüm, çilek, kiraz
 
Kuversetin: Elma, kırmızı soğan
 
Glucosinolates: Brokoli, karnabahar, brüksel lahanası.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.