“ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI MİTOMANİ”

Günlük  hayatta olsun , iş hayatında olsun , birçok farklı ortamda karşılaştığımız bazı insanlar vardır ki… gözünüzün içine baka baka rahatlıkla yalan söyler. Yapmayacağı sözleri verir , vaadlerde bulunur…Bu da bir çeşit umut tacirliği bana göre..

basliksiz-2-004.jpg
Üstelik bu yalanlar yüzünden en ufak bir vicdan azabı dahi asla duymaz. İkna olduğunuzdan değil , “ daha da ileri ne kadar gidebilir “ diye susup gözlemlediğinizde  ; “O” inandınız sanır , halbuki hayretle dinliyorsunuzdur , söylediklerine kendini o kadar kaptırmış ki tam bilincinde bile olmadan yalanları ardı ardına hiç tereddütsüz sıralar. Bu durumun sonucu olarak da ;  insanlar er yada geç yalan söylediği için O’ndan uzaklaşır.. İnsanlar “ bunu neden yapıyorsun ? “ dediğinde ise ; ortada bir suçlu varsa O’da sizsinizdir ( ?!? ) kendini yüzde yüz muhakkak haklı bulur. Çünkü zihninde ürettiği o şeylere kendisi de kesin kez inanır.

Hatta üst üste aynı konuyla ilgili söylediği yalanları farklı anlattığının farkında bile değildir, her defasında farklı versiyonunu dinlersiniz .

Böylelerini muhakkak farketmişsinizdir  yada size o kadar iyi yalan söylemiştir ki ; çevrenizde olmasına rağmen hiç açık vermeden kendisini fark ettirmemiş ve onların o yalan dünyasında yaşamanıza sebep olmuştur. 
Yalan söyleme rahatsızlığı olan orijinal adıyla “Mitomani” , kişinin ve çevresinin günlük yaşantısını zorlaştıran ciddi bir rahatsızlıktır. 

Mitomani daha çok dürtü kontrol bozukluğu olarak tanımlanabilir, kişi yalan söyleme dürtüsünün önüne geçemez. Karşısındaki O’nun bu yalanıyla ilgilenmeyecek olsa bile , “ sırf ilgi çekmek adına ” söylemekten çekinmez. Kendisini daha önemli hissettirmek için söylediği bu yalanın çevresinden çok zararı aslında direk kendinedir. Çok basit durumlar için bile abartılı yalanlar söyleyebilir , çok üstüne gidecek olursanız çevresine bunu bir daha yapmayacağını söylemesine rağmen bununla hiçbir zaman başa çıkamaz.

Tıbbi olarak “Mitomani” denen bu rahatsızlığın ; kendine özgü durumlarına bakacak olursak:

1. Kronik bir uydurma eğilimi içindedirler, bunları da bir amaç doğrultusunda yapmazlar.

2. Anlatılan durumlar genellikle göz kamaştırıcı ve fantastik olmakla birlikte gerçeklikle bağı kopuk değildir. Gerçek olma ihtimali bu yalanı söyleyen için en güçlü silahtır.

3. Bu durum kendi içsel süreçleriyle ilgili bir durumdur. Genellikle kendi duygusal ihtiyaçlarına yönelik kurguladıkları yalanları söylerler. Söyledikleri yalanlar doyurulmamış bir ihtiyacın sonucu gibidir.

4. Kişi yalanları ile sergilemek istediği kişiyi kurgular ve bu sayede karşısındakine gerçekte olmadığı bir kişiymiş gibi görünmeye çalışır. Hikayesini karşısındakine sunar, kendisinin kahraman veya suçlu olarak algılamasını sağlar. 

Öyle ki yalanları sadece söyledikleri ile de sınırlı değildir..

Başkası yalancıymış da kendisi doğrucuymuş gibi ; sosyal medya hesaplarından da mağduru pek de güzel oynar.. Dini /özlü sözlerin ardına sığınmasını iyi bilir …

”Ne kadar da iyi niyetliyim ben , vay başıma gelenler “ imajının altına
en iyi sığınandır.

Kısaca insan olarak hayatımızın her alanında “güven” isteriz de, genel anlamda özeleştiri yapacak olursak özellikle böylelerine soruyorum … 

“siz ne kadar güvenilirsiniz(???!!!???) “…

Siz olsanız “AYNADAKİ SİZ”e güvenir misiniz?

Önce bunu düşünelim…!!
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.