Banu Pirinçcioğlu

Banu Pirinçcioğlu

ÇÖP KÜLTÜRÜ

Evimden çıkıp yaklaşık iki durak yolu elimde bir çöp poşetiyle yürüdüm dün. Aşağıda baktığım köpeğe yemek verdim ve kapıdan çıktım. Yol boyu bir tane bile çöp tenekesi bulamayınca epey bir yolu elimde yağlı poşetle yürüdüm. Yere fırlatıp atardım tabii. Kıyamadım. Öyle de bir kültürüm yok zaten. Yere çöp atmam. Gerekirse gideceğim yere kadar çöp elimde yürürüm.

Ama herkes ben değil.

Yol boyu yerlerde gördüklerim arasında, diş macunu kutusu, mc donalds hamburger kutuları, asfalt üzeri nohut pilav gibi türlü iğrençlikler vardı.

Nasıl bu kadar pis olabiliyor insanlar, şaşıyorum. Bu bir kültür değil mi? Yerlere çöp atmak nedir, hangi kültürde var bu?

Çok uzağa gitmeyelim, benim oturduğum sitenin yerlerini anlatayım size. Kaldırımlar ve çimenler sanki bir restoranın çöplüğü.

Yerlerde, kaldırım taşlarının aralarında kuru mamalar, makarna taneleri, nohutlar. Bildiğiniz nohut yemeğinin nohudu. Kemik parçaları, balık kılçıkları, kurabiye parçaları, ekmek kırıntıları. Köpeğimle yürürken ilerleyemiyoruz, çünkü her yer yemek. Abartmıyorum, kaldırımlar, çimenler yemek kaynıyor. Görüntü deseniz kötü ötesi. Kaldırımlarda yağ lekeleri.

Sokaktaki kediye köpeğe yemek vermenin yolu yöntemi bu mu peki? Nerde kap, tabak? Kuş yemi döker gibi yerlere çimlere yemek dökmek nedir?

Sokakta baktığım köpeğimiz var yıllardır. Bir kez olsun yere dökmedim yemeğini. Ya bir yoğurt kabı, plastik bir tabak ama mutlaka bir şeyin içine koyup öyle verdim.

Ben yere yemek dökemem. Kültürümde yok öyle bir şey. Sokak sonuçta ne olacak diyemem.

Nihayetinde çöplük bile temiz olmalı bana göre. Katı atık poşetinin bile ağzını sıkıca düğüm yapıp atarım. Kokmaz, akmaz. Ama olsun çöp bile derli toplu atılmalı.

Yazılar yazılıyor, uyarı levhaları koyuluyor ama nafile. Çünkü kültür bu olunca değiştiremiyorsunuz. Arap kültürü benimsemişler demek ki. Uzun yıllar önce Alsancak'taki evimizin arka balkonuna bakan bir ev vardı. Çarşaflı Araplar kiralamıştı. Yemek yedikten sonra ellerini üstlerine perdelere sildiklerini hayretle izliyorduk.

Şimdi bu insanların kültürü buysa, yapacak bir şey yoktur. Herkes öğrendiğini, benimsediğini uygular.

Değiştiremezsiniz.

Alsancak birinci kordonun çimenleri mesela. Sabah erken saatte geçin, belediye aracı süpürüyor, temizliyor, pırıl pırıl yapıyor. Akşam geçin, kusarsınız.

Çimenlerin üzeri, çekirdek çiğdem çöpü, yiyecek artıkları, maskeler, kutular, sigara izmaritleri.

Oysa ki, adım başı çöp tenekesi var. İki adım atmak gerekiyor sadece. Ama kültür bu olunca yere tükürmekle çöp atmak aynı şey olduğu için bildiğini okuyor.

Ama bunların evine gitsek kapıda ayakkabı çıkarttırır. Titizlik, temizlik anlayışı bu çünkü. Kapıda ayakkabı çıkar, sokakta yere çöp atılır. Sokak kirletilir, ev kirletilmez.

Yaşadığınız, ayak bastığınız yeri bu şekilde kirletmeye gönlünüz nasıl razı geliyor?

Ben olsam, arkamı toplayan belediye görevlisinden bile utanırdım.

Yazıyla olmuyor, uyarılar dinlenmiyor, levhalar dikkate alınmıyor.

Demek ki ne yapılması gerekiyor? Sözle, ricayla olmuyorsa o zaman ceza sistemi devreye girmeli.

Yere çöpünü atana neden ceza yok hala?

Sırf yere atılan çöplerden kesilecek cezalarla ülkenin ekonomisi tavan yapar. Yok TRT vergisi yok deprem vergisi, bunlara hiç ihtiyaç kalmaz.

Sırf çöpünü atanın ödediği cezayla kalkınırız biz.

Çünkü artık ben iyice emin oldum ki bu insanlar değişmeyecek, öğrenmeyecek. Belki kapasite yetersiz, belki değişime direnci yüksek. Sebep ne olursa olsun ortada bir gerçek var. Ortalığı kirletme potansiyeli yüksek bir toplum var elimizde.

Ve bunu önlemenin tek yolu da ceza.

Artık harekete geçebilir miyiz lütfen?

Yolları elinde çöp poşetiyle yürüyüp çöp kutusu arayan bir vatandaş olarak rica ediyorum. Harekete geçebilir miyiz?

Önceki ve Sonraki Yazılar