Elif Topaloğlu

Elif Topaloğlu

Genç Yazarımız Yasin İlter ELİFÇE SOHBETLERDE

Merhaba sevgili okurlarım, ELiF’ÇE SOHBETLERDE bu haftaki konuğum ;çok sıradışı ve çok yönlü bir yazar. Sevgili arkadaşım Yasin İlter'in zengin dünyasına sizi de konuk etmek istedim, insan bilim adamı da olsa içindeki sanat aşkını nasıl söndürmeden yaşar görün istedim.Benim için çok keyifli bir deneyimdi, sizlere de keyifli okumalar. 

-        Genetik ve Biyomühendis olan bir yazar oturuyor karşımda, bize kendinden bahseder misin?

Öncelikle bu nazik davetiniz için teşekkürlerimi sunuyorum. 1990 yılının 29 ocağında Manisa’da dünya geldim, Babam o zamanlar astsubay olduğu için bende Manisa’da dünyaya geldim. İlk okula 5 yaşındayken Nevşehir’de başladım. 5 yaşında başlama nedenim benden bir yaş büyük arkadaşımın okula başlamasıydı bende abi olacağım diyerek başladım. Yaşımın küçük olmasından dolayı ailem beni ilk önce anaokuluna götürdü ben okuldan kaçıp burası çocuk yeri ben abi oldum ilkokula gideceğim demem üzerine ilk okula başladım. İkinci sınıfı Kars ilinin Arpaçay ilçesinde okudum. Babam ben doğduğum yıllarda Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazanmıştı. 3. Sınıfa başlamaya hazırlanırken yine tayinimiz çıktı babam da emekli olmaya karar verip Osmaniye’ye yerleşti. Emeklilikten sonra halen Osmaniye’de avukatlık yapmakta. Bende üniversiteye kadar Osmaniye’de okudum. Tabi ki bu süreçte yazmaya başladım ilk şiirimi 7 yaşında yazdım ilk şiir ödülümü 9 yaşında aldım. Sadece edebiyata meraklı değildim spora (karatede de siyah kuşağa kadar yükseldim), bilime(annemin az mı çiçeklerini kuruttum deneylerim sırasında) müziğe( Ney, bağlama ve balaban), üniversiteye gittiğim zaman sanata biraz daha fazla merak sarmaya başladım. Müzikle haşır neşir oldum, oyunculuk, tiyatro, fotoğrafçılık. Daha sonraları hobi olarak başladığım fotoğraf sanatın da THY dahil olmak üzere birçok sanatçı, modacı ve firmaların çekimini yaptım. Üniversite yıllarımda köpekten korktuğum için üstüne gitmenin iyi olacağını düşünüp köpek eğitmeni oldum. Uçaktan korktuğum için üzerine gidip Cessna 172 tipi tek motorlu uçak kullandım. Bir dönem panik atağım vardı yine üstüne giderek panik atağımı yendim ve hipnoterapi eğitimi aldım. Aslında korkularımızı biz büyütüyoruz. Tekrar sanata dönecek olursam, üniversite yıllarımda yazmaya başladım ancak yazdıklarımı kimseye okumadım sanırım eleştiriden çekindim ya da acılarımın zaman aşımına uğramasını bekledim. 10 yıl sonra şiirlerimi sanatçı arkadaşlarıma ve dostlarıma okuduğumda kitap çıkartmam hususunda teşvik edici söylemler duymaya başladım ve ilk kitabım olan “Bazı Günler Şiirle Biter” ’i yayınladım. Bu süreçte radyo programları yapmaya başladım ve şiir okumalarımı ses kontrolümü geliştirdim. Onun haricinde bazı siyasilere danışmanlık görevim hala devam etmekte.

0-(8)-092.jpg

-        Yazma isteği nasıl başladı ve yazar olmak istediğini ne zaman fark ettin?

Yazma isteğim, yazmak için başlamadı ya da yazar olayım düşüncesi ile başlamadı. Ben kimseye dertlerimi sıkıntılarımı anlatabilen bir yapıda değilim. Genelde yüzüm hep güleç ama içim tam zıt karakterde. Bir sıkıntı üzüntü anında istemsizce içimden yazma isteği gelir, içimin yangınını beyaz kâğıda aktarınca rahatlarım. Yaşamadığım acılarında bünyemde ruhumda olduğunu farkına vardım, hiç tanımadığım insanların çektiklerini de yazınca ruhumun daha da rahatladığını fark ettim. Aynı acıyı yaşamış insanların yazdıklarımı okuyup benim gibi olan insanlar da var yalnız değilim ve bununla yaşanıyormuş demesi ve hayata tutunması sanırım yazar olmamda en etkili olan duygu. Yazma isteğimi ne zaman fark ettin konusuna gelince söylediğim gibi 7 şiir ile başladım. Ilk şiirimi babama gösterdim ve tepkisi sanırım benim bu yönümü gizlememe sebep oldu, babamın söylediği şey; bunu sen mi yazdın oldu. inanmamıştı. Ama şimdi yazar olduğuma ve benim yazdığıma inanıyor.

0-(9)-084.jpg

-        İnsan senden bilimsel makale yazmanı falan bekliyor, ama yazdıkların edebi ve duygusal, Bazı Günler Şiirle Biter’i ne hissederek yazdın?

Makale yazdım ancak bana göre olmadığın anladım, makalede sanat yok sanatın olmadığı yerde bir şeyler eksik kalmıştır bana göre. Bende şiirsel dilde makale yazmak isterdim Örneğin, DNA, Aşık ve maşuk olan vuslatın en dibini görüp bir daha ayrılmak istemeyen sarmal yapıya sahip helix şeklini aldı yazsam sanırım hocalarım bir daha sen makale yazma derlerdi bende bundan sanata yöneldim. Bazı Günler Şiirle Biter’i yazarken kitap olacağını hiç düşünmedim, ama okuyanlar beni anlatmışsın tam da hissettiklerimi söyleyemediklerimi dile getirmişsin diyorlar. Kitabın ismine gelince, akşamları güneş mesaisini bitirip bizi duygularımız kederlerimiz mesaisine başlar, hele ki kafamız o yastığa değince beynimizi kemiren düşünceler işte o düşünceler acılar şiir yazdırıyor bende genelde şiirlerimi akşamları yazarım. Bazı günler kötü geçer ve o kötü günün ardından şiir yazılır benim de o kötü günlerim sonunda şiirimi yazar ve günü bitiririm.

-        Aynı zamanda profesyonel moda fotoğrafçılığı yapıyorsun, müziğe, oyunculığa ilgin var, senaryo yazıyorsun. Bu kadar çok yönlü olmayı nasıl başarıyorsun?

Fotoğraf, oyunculuk, senaristlik, şiir müzik hepsi sanatın bir dalı ben sanata aşığım. Ben bilgi doğuştan gelir felsefesini benimsiyorum aslında bütün bilgiler genimizde var ve açığa çıkarmak gerekiyor. Bana göre bunu bir insan yapabiliyor ise bende insan olduğuma göre bende yapabilirim mottosundayım. Sanat gerçekten ruhun gıdasıdır ve hobi olarak ta olsa sanatın bir ucundan tutmalı insan. Bu dünya koşuşturması uzun bir yolculuk olarak düşünürsek, sanat bu yollarda ki mola yerleri gibidir buraya uğramadan seyahat etmeye çalışmak insanı çok yorar. Herkes kısa süreli de olsa bu mola yerine uğramalı hayat yolculuğuna enerji depolayıp devam etmeli.

-        Pandemi döneminde hepimiz bambaşka bir dünyaya düşmüş gibi hissettik, aydınlanmalar yaşadık, siz nasıl değerlendirdiniz bu süreci?

Pandemi süreci, sadece bu zamana ait bir vaka değil. Belli dönemler de insanlık buna maruz kalmış ve kalacaktır. Bizden önceki düşünürler bilim insanları krize fırsata çevirip inzivaya çekilip yeni buluşlar yeni eserler meydana getirmiştir. Bende bu süreçte yeni kitabımı bitirip yeni projeler ürettim.

0-(10)-066.jpg

-        Son olarak yeni projelerden bahsedelim, yeni kitap projen var mı?

Yeni kitabım bitti basımı için yayınevleri ile görüşmelerim devam ediyor. Bu sefer şiir değil roman, romanın ismi genetik cinayetler. Hani hep duyarız ya bazı devlet başkanlarının bardaklarını affedersiniz dışkılarını ülkelerine geri götürdüklerini, bunu sebebi genetik bir suikasta kurban olmamaları için. Sizin bir dna parçanızdan, gelecekteki geçirmeniz muhtemel hastalıklarınız bulunabilir, hani bilgisayar korsanları açıkları bulup sızar ya bizde insanların DNA’sındaki açıkları bulup sadece o kişiyi etkisiz hale getirecek bir ajan yapabilir ve öldüğü taktirde otopside de bulunmaz. Hatta bu ajan ikiziniz olduğunu varsayalım ona bile etki etmez sadece sizi etkiler. Bununla alakalı bir roman. Onun haricinde yakın tarihimizin bilinmeyen bazı olayları var onların yaşayan tanıkları ile görüşme halindeyim ve yazılmamış yakın tarihteki önemli olayları yazıyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.