Hikayelerimiz

Herkesin bir hikayesi var bu hayatta. Bu hikayenin nasıl başlayacağına ve ilerleyeceğine sadece biz karar veriyoruz. Belki de Tolstoy’un dediği gibi oluyor. Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlıyor. Ya insanlar bir yolculuğa çıkıyor ya da şehre bir yabancı geliyor. Bütün hikayeler muhteşem mi ya da biz mi kendi içimizde bir yolculuğa çıkar, yeni bir hikaye başlatırız?

Muhteşem öyküler yazmak için muhteşem şeyler yaşamak gerektiğine inanan bir dünyada yaşıyoruz hala. İlk çağdan itibaren bize anlatılan öyküler, hep muhteşem kahramanlar üzerineydi. Kahramanın trajik ve bir o kadar da muhteşem öyküsüne tanık olur, büyük bir hayranlığın duygularımıza eşlik etmesine izin verirdik. Çünkü genetik kodlamamız, hayranlık uyandıracak insanların muhteşem öyküler yaşayacağı üzerine şekillenmiş yüzyıllarca. Ancak günümüze yaklaştıkça bize öncelikle kitaplarda sonra da filmlerde son derece sıradan insanların hayatları anlatılmaya başlandı. Bizim gibi yaşayan günlük hayat içinde sıkışmış insanların sıradan hayatları. Ancak bir farkındalık yaşadık. Sıradan gibi görünen hayatlarımızın içinde aslında sıradan değildik. Çok farklı olaylar yaşıyor adeta tarihin trajik kahramanlarından daha belirgin hale geliyorduk. Ama dedik ya genetik kodlarımız. Çoğumuz kendi hayatlarımızı hala sıradan kabul etmekte oldukça kararlı. Yaşadıklarımızın sıradan olduğu konusunda o kadar eminiz ki tepkilerimizin bile fazla olmaması için elimizden geleni yapıyoruz. Birçoğumuz Tennessee Williams’ın ‘’ Arzu Tramvayı’’ kitabındaki Blanche DuBois karakterine sinir oluyoruz. Kendi içindeki sıkışmışlık duygusunu bu kadar abartılı yaşadığı için.

Oysa hepimiz kendi dünyalarımızda birer kahramanız. Kahramanı kahraman yapan ne? Belki de ilk cevap bulmamız gereken soru bu. Bir kenti kurtarmak, büyük bir hastalığa çare bulmak, insanlık için çok değerli bir şeyi icat etmek zorunda değiliz. Bazen bir kediye bir kap mama vermek, bir yaşlıyı karşıya geçirmek, bir çocuğu gülümsetebilmek de bizi kahraman yapabilir kendi hayatımızda. Çünkü önceliğimiz, kendi inandıklarımız ve değer yargılarımız olmalı. Önce kendimizi gerçekleştirmeyi öğrenmeliyiz. İnsanlık için küçük ama kendimiz için büyük adımlar atmayı öğrenmeliyiz. İşte o zaman kendimiz için bir yolculuk başlatmış oluyoruz. Her şey aslında kendimize hayran olmamızla başlıyor o zaman. Tabi burada narsistik bir bakış açısı anlaşılmasın. Bu koca dünyada hepimizin yaptığı işlere ve yaşadıklarına inanmaya ihtiyacı var. Muhteşem olabilmek için muhteşem şeyler yaşamak zorunda değiliz. Biz zaten muhteşem yaratıklarız.

Hayatımıza yeni biri girdiğinde hikayemiz başlamaz. Seninle doğdum, senden önce yaşamamışım tarzı kahramanvari cümleler, kişinin tarihteki trajik kahraman kültüne bir göndermesi sanırım. Çünkü giden bir hayatımız vardır, dahil olan kişi hayatımızda bir farklı pencere açar. Bizi bir hikayenin içinde mutlu ya da mutsuz kılan şey, kendi bakış açılarımızdır. Kendini değerli gören insanlar, hayatlarındaki olaylara trajik gözle bakmak yerine çıkarabileceği ne var diye bakar ve yoluna devam eder. Kendi yolculuğunda olmak istediği kahraman olur. Ancak değersizlik duygusunu çok yoğun yaşıyorsanız, işte o zaman yaşadığınız her şey, sizin çok değersiz olduğunuza dair emareler haline gelir. Oysa sıradan hayatlarımız içinde, ki ben burada sıradanlığı iyi anlamda kullanıyorum, yaşadığımız her şey öncelikle analiz etmemiz ve anlamlandırmamız gereken şeylerdir. Ve bugünün sıradan! İnsanı, hayata katkıda bulunmaktadır.

Bir hikayede var olmak istiyorsanız önce bir hikayeniz olduğunu kabul etmelisiniz. Bir yolculuğa çıkmak zorunda değilsiniz, kendi içinizde de bir iç yolculuk yapabilirsiniz. Ve bir hikaye için hayatınıza birinin girmesini beklemeyin. Çünkü hikayenin kendisi sizsiniz. Ve unutmayın hayat hepimiz için değerli ve yaşadıklarımız kimse için olmasa bile kendiniz için değerli. En değerli de sizsiniz. Bırakın tarih kitapları bir kahramanlar resmigeçidi yapsın. Unutmayın bugünün hikayelerini biz sıradan gibi görünen insanlar yazmaktadır. Yazmaya da devem edecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.