Kararsızım!

Ocak ayından bu yana Mart dedik, aday adayları dedik,  adaylar dedik, seçim dedik.

Girdik Mart ayına.

Girdik ama tansiyon yükselerek. Siyasetin içinde kırgınlıklar ve küskünler çoğalarak, birlikte mesajlarının içinde ayrılık rüzgarları estirerek.

Yerel seçimler genel seçimler gibi olmuyor. Kırılan ve küsen çok oluyor. Çünkü aday adayı olunacak alan çok, çünkü aday gösterilecek alan da çok.

Bu çokluk içinde eline evraklarını alan herkes ‘Ben de aday adayıyım’ diyerek partilerin, partilerinin kapısını aşındırmaya başlıyor.

Bu başvuru çokluğu, ilk başta partilerin her birini bizi tercih eden çok oluyor mantığıyla sevindiriyorsa da, sonradan acısını bütün partiler tercih yaptıklarında hissediyorlar.

Aday adayı gösterilmeyenler, önce neden gösterilmediklerini araştırıyorlar, sonra gösterilenleri eleştirmeye başlıyorlar.

Bu duygu ve tepki karışıklığı seçim atmosferine de parti içlerindeki yapılanmalarda kendini gösteriyor doğal olarak.

Dünü kadar canla başla çalışanlar, artık işin ucundan tutmak yerine, uzaktan seyrederek seçim zamanını geçirmeyi tercih ediyorlar.

İşin ucundan tutanlar sadece onlar mı, seçmen de işin ucunda tutuyor.

Bekliyor zamanı iyi kullanarak.

Herkesi takip ediyor, ne söylendiğine bakıyor, ne söylenmediğine bakıyor.

Sivil Toplum Dernekleri ise seçim atmosferinden kendi çıkarlarına uygun en iyi sonucu almak için davetler yapıyor, toplantılar düzenliyor ve sözler alıyorlar.

Seçimin bir de sesi soluğu çıkmayan, etkiye sütlüye karışmayanları var.

Kararsız seçmenler.

Her parti ve her aday da onların peşinde.

Kafası karışık, ne yapacağını düşününler her parti için, her aday için mutlaka ulaşılması gereken potansiyel bir oy deposu.

Siyaset uzmanları da, seçim sonuçlarını o önde, bu önde sözünü söylemek yerine, kararsızları kim alır, seçimi o kazanır şeklinde yorulmayabiliyorlar.

Seçimin ana figürü olan bu kararsızların sayısı oldukça da yüksek.  Kafaları karışık değil. Ama son ana kadar hangi partiye oy vereceği konusunda düşünmeyi tercih ediyorlar. 

Vereceği partiyi izliyorlar, vermeyi düşünmediği partiyi de izliyorlar.  

Diyorlar ki, ‘Konuşun, konuşun son konuşan ben olacağım’

Hayatta her şeyde kararlı olmak iyidir ama seçim zamanı kararsız olmak, kararlı olmaktan daha iyi olmuş gibi.

‘Kararsızım’ diyen bir şey kazanamıyor belki ama adam yerine koymanın keyfini yaşıyor ve yaşamak istiyor diyebiliriz.

Seçimin son kararı kararsızların!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.