KOŞUYORUZ AMA NEREYE?

Yok olup gitmektesin, hayatını sanrılar kaplıyor. Yamaladıkça düşüncelerini, ömrün dikiş tutmaz oluyor. Mum gibi eriyip giden zamana kafa tutarken, yanlış harcadığın her saniyen birleşip saçlarındaki renkleri bir bir solduruyor.

Bir koşu bantı misali hayatlarımız. Koşuyoruz, terliyoruz, zihin ve beden gücü harcıyoruz lakin hiçbir yere varamıyoruz. Durup, dinlenmek istediğimizde ise sadece değişen şeyin zaman olduğunu görüyoruz.

Her şeyi biriktirdi insanoglu, her şeyin koleksiyonunu yaptı da kendini azalttı. Duygularda da bencillik biriktirdi ama anlayış biriktiremedi. Nefret biriktirdi, sevgi biriktiremedi. Yalanların tatlı yüzüne kanıp, kaybetti kendi içindeki servetini. Sahteliklerin hülyâsına dalıp, boğuldu kaybolduğu karanlıkta. Ve yine de koşmaya devam etti hiçbir şey olmamış gibi.

Hakikatlerimizden uzaklaştıkça, koşu bantımız daha çok hızlanıyor, özümüzü kaybettikçe yükümüz ağırlaşıyor. Gün geliyor nereye koştuğumuzu bilmediğimiz hâlde bir nefeslik dinlenebilmek için bile duramıyor, hayatımızı mahkûm ettiğimiz o koşuda daha çok yıpranıyoruz. O buna özenir, bu ötekine, şu berikine hasetlenir, beriki değerini kıskanır. Güzel olan her duygu kibir ve egonun kölesi oluverir. Ve herkes bir diğerini geçeceğim diye, kendini geride bırakır.

Evet hayat uzun bir maraton ama insanoğlunun hayattaki en uzun koşusu kendisine olan koşusu olmalıdır. İlk önce kendini biriktirmeli, kendini bilmelidir. Hayat yolunda duracağı, dinleneceği zamanı iyi seçmelidir. Bunları yapan insan; seneler birbirini kovaladığında, geride bıraktığı seneleri keşkelerle değil iyikilerle dolu olduğunu görecektir.

" İnsan; hayat içinde yerini bulmazsa, onun boş bıraktığı yeri başka bir insanla doldurur hayat! " dedi ihtiyar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.