Manisa’da ağladık!

İzmirli olarak, gazeteci olarak. Ekonomisi büyüyen, kendisi büyüyen, çehresi değişen, insanları çoğalan Manisa’ya gittik.

İzmir kadar olmasa da kabalık şehir. Daha sakin ama daha ekonomisi güçlü bir şehir. Sokakları İzmir’in herhangi bir ilçesi kadar hareketli.

Ekonomisi büyük fabrikalara dayanmış durumdu. Yani şehrin içinde o büyüyen ekonominin bir yansıması yok.

Manisa hala İzmir’in bir uydusu gibi. İzmir hala Manisa’nın nefes aldığı bir şehir gibi.

Caddeleri ve sokakları gezerken, gazeteci kimliğimizin verdiği sorumluluk, elimizi sallaya sallaya gezmedik tabi ki doğal olarak.

Manisalılarla konuştuk. Görmemiz gereken, bilmemiz gereken ne varsa onları söylediler.

Bir Manisalı dedi ki, ‘Ağlayan Kaya’mız var. Hiç ağlamadıysanız bugüne kadar gidin ağlayın’ dedi.

Ağlayan kayayı görünce ağlayacağımızı düşünmeleri çok ilgimizi çekti. Adı Ağlayan Kaya’ya, ziyaretine gidenleri baktığında ağlatan kaya geldi ilk aklımıza.

Sora sora Bağdat bulunur sözü eskidendi, yol bilgisayarını açtık ve tarifi olarak Ağlayan Kaya’ya gittik.

Gitmez olaydık.

Ağlayan Kaya ağlamıyordu artık.

Onu görünler ağlıyordu.

Her tarafı pislik içinde.  Çöp içinde. Etrafına dikilen botanik ağaçlar kırılmış, bitkiler yerlerinden sökülmüş, akşam gelenlerde görsün diye konulan projeksiyon lambaları kırılmış, anfi tiyatro alanı mekan takımının yeri olmuş, demirler kırılmış, sahneler parçalanmış, taşlar yerinden oynamış, Ağlayan Kaya’nın üstünde, altında, yanında, içinde bir çok plastik, naylon çöpler ve hatta içine idrar doldurulmuş şişeler.

Manisalının görmemizi istediği Ağlayan Kaya, bakımsızlıktan, korumasızlıktan yok olmuş haldeydi.

Manisalının görmemizi istediği Ağlayan Kaya, 25 yılda tamamlanmış ve 5 yılda bitmişti.

Eski adıyla Manisa Belediyesi’ni, Manisa Büyükşehir Belediyesini bu başarısından dolayı tebrik etmek gerekir. 25 yılda yapılan bir şeyin, 5 yılda yok olmasına müsaade eden bir çalışma örneği kimse kolay kolay gösteremez.

Bu arada o korumasızlığın, o bakımsızlığın belgesi gibi önünde Niobe Ağlayan Kaya efsanesini anlatan, az kaldı beni de yok edecekler diyen bir tabela vardı.

Önerim o tabelayı kaldırın ki, ne yaptığınız değil, ne yapmadığınız, yapamadığınız belli olmasın.

‘Ağlayan Kaya’yı gördüğünüzde ağlarsınız’ diyen Manisalı kardeşimizin ne demek istediğini oraya geldiğimizde anladık.

Ve

Manisa için ağladık.

Manisalılar için ağladık.

Ağlayan Kaya için ağladık.

3-460.jpg4-329.jpg5-141.jpg6-083.jpg7-049.jpg8-040.jpg12-025.jpg13-016.jpg14-007.jpg15-006.jpg16-001.jpg17-003.jpg18.jpg19-001.jpg20-004.jpg

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.