Banu Pirinçcioğlu

Banu Pirinçcioğlu

NE DERLERSE DESİNLER

Sevmediğimiz şeyleri seviyor gibi yapmakta üstümüze yok.

Belki kibarlıktan belki hayır demeyi bilmemekten.

Kibarlık ve hayır demeyi bilmemek iki farklı tavır.

Ayıp olmasın demek başka, mecbur hissetmek başka.

İkisini de bırakmak lazım.

Başka türlü "siz" olamazsınız çünkü. Başkaları olursunuz.

İyi biliyorum çünkü ben de eskiden "ben" olamıyordum. Ayıp olmasın değildi benim derdim. Hayır demeyi bilmemekti.

Küçükken nasılsın diye sorduklarında iyiyim diyemezdim.

Çok teşekkürler, çok sağ olun, siz nasılsınız diye en kibar cümlemle karşılık verirdim.

İyiyim demek ayıpmış gibi.

Misafirlikte de bana verilmeden hiçbir şey yiyemezdim. Sofra orda durur, ben izin çıkana kadar bakardım. Öyle öğretilmiş, öyle kalmış.

Belki o zamanlardan bir alışkanlıkla hayır demek ayıp geldi. Birisinin bir talebine hayır demek küstahlık gibi gelirdi.

Nice zamanlar hiç sevmediğim insanlara katlanmak zorunda kaldım.

İnsan herkesi sevemez ya. Arkadaş, tanıdık, akraba, misafir. Eve gelene ayıp olur diye misafirle otururdum uzun uzun. Neden sonra bir bahane yaratıp kaçardım. Ödevim var, uykum var, işim var.

Halbuki hiç gerek yokmuş. İyi akşamlar ben odamdayım deyip çekilmek lazımmış. Bu kadar basitmiş.

Öğrenmem ve sindirmem çok uzun yıllarımı aldı.

Kimseye ayıp olmuyormuş.

Bir şeyi yapmak istememek, bir yerde bulunmak istememek aslında en doğal hakkımızmış.

Başkalarının şekline bürünmek çok sevimsiz bir durum. Kendin olamamak. Siz kibar olduğunuzu sanıyorsunuz ancak görünen ezik olduğunuz oluyor.

Vur ensesine al lokmasını demesinler sizin için. Nemrut, her şeye hayır der desinler. Nemrut olmak ezik olmaktan iyidir lakin.

Olmak istemediğin yerde olmamak kadar normal bir şey olabilir mi? Varsın ayıp olsun. Varsın birileri gücensin. Siz istediğiniz yerde olduktan sonra. Umurunuzda olmaması lazım.

Kim ne der. Sahi kim ne derse desin ne fark eder?

İddia ediyorum ki hayatta yaptığımız yanlışların başladığı yerdir bu korku. Kim ne der korkusu. Ayıp olur korkusu.

Düşünün bakalım ayıp olur diye nelerden feragat ettiniz şimdiye kadar.

Saygı ile bir ilgisi yok. Saygısızlık asla değil. Ortada bir saygısızlık varsa o sizin kendinize yaptığınız saygısızlık sadece.

Bir arkadaşım, ne zaman bir mağazaya girse, oradan bir şey almadan çıkamazdı. Onu tanıyorlar, ilgileniyorlar diye hiç ihtiyacı olmayan şeyleri alıp çıkar sonra kendine kızardı. Boşuna para harcadım ne aptalım diye söylenirdi. Hayır dersem ayıp olur şimdi ne yapayım derdi. Satışçı onu görünce mutluluktan havalara uçuyordu eminim.

Bir de şu var tabii. Param yok sanmasınlar düşüncesi.

Öyle sansalar ne olur ki? Veya sizi çok zengin sansalar ne olur? Şanınız mı yürür?

Yine başkaları ne düşünür korkusu.

Bu ay çok sıkıştım diyebilirsiniz, işler biraz durgun diyebilirsiniz. Dahası istemiyorum diyebilirsiniz. Sebepsiz.

Biliyor musunuz kanunda bile cayma hakkı diye bir madde var. Aldığınız bir şeyden sebepsiz vazgeçme özgürlüğü.

Canım istedi geri veriyorum demenin kanun hali.

Kendinizi herkesten çok sevin ve saygıda kusur etmeyin.

Bugün kendinize hayır demeyi öğretin.

Önceki ve Sonraki Yazılar