Banu Pirinçcioğlu

Banu Pirinçcioğlu

Seviyorum ama

Hiç kimse hayvan sevmiyor. En seviyor görünen bile içinden küfür ediyor. Artık buna eminim.

Severim ama diye söze başlayan hiç kimse hayvan seviyor olamaz. Sevgide ama olmaz, barınmaz. Seviyorsan, olsun dersin, ne olacak dersin, hiç dert değil dersin.

İnsanların her şeye tahammülü var, hayvana yok.

Yaşanmışlıklarımı toplayınca bu karara vardım. Anlatacağım ve siz de anlayacaksınız.

Kızım yani köpeğim bana bebekken geldi. Deli zamanları. Koşuyor da koşuyor. Enerjisi bir duracell reklamına yeter.

Ağlıyor, havlıyor. Tam bir çılgın bebek. Bir gün güvenlik kapımı çaldı.

Çok sesten komşular rahatsız olmuş, uyarıldım.

Bir gün işteyim, apartman görevlimiz aradı. Komşular köpeğin ağlamasını şikayet etti, gelin.

Eve koştum.

Zaman geçti, bebek büyüdü, ağlaması koşturması azaldı.

Apartmanımızda bebekli ve çocuklu insanların gürültüleri oldu. Gece ağlayan ve asla susmayan bebekler. İnsan bebeği ağlarsa rahatsız olmayan ama minicik bebek köpek ağlayınca tahammülsüz olan insan...

Koşturan ve durdurulamayan çocuklar. Beş yaş ve üzeri tepinen çocuklar. Kimse şikayet etmedi. Tepinen çocukları şikayet eden bir komşum olmuştu, ona da çocuk işte cevabı verildi. Çalıştığım yıllar, uykuya en fazla düşkün olduğum zamanlar. Erken yatıyorum, kör şafakta uyanıyorum. İnsanların çocuğunun koşturmasının bitmesi için sadece dua ile yetindiğim yıllar.

Soruyorum o halde;

Gürültünün sizi rahatsız etmesi gürültüyü yapanla mı ilgilidir?

Koşan çocuksa rahatsız olmayıp, köpekse başınız mı ağrıyor?

Yok öyle değilse, anlayışınız sadece insanla mı sınırlı?

Eğer öyleyse algı sorununuz var demektir. Biraz da şekilcisiniz ve ayrımcı. Hayvan sevmiyorsunuz diyeceğim ama seviyorsunuz, öyle dediniz...

Devam ediyorum.

Yine aynı apartmanda, arkadaşımın çok yaşlı ve ayağa kalkmaya hali olmayan köpeği bir kaç kez asansör çıkışında tutamayıp çişini yaptı. Yaşlı ve hasta bir köpekten bahsediyorum.

Olay oldu. Yöneticiler kapısını çalıp uyarı üstüne uyarı. Tahammül sıfırın altında.

Yine bir gün paspasımdaki köpek tüylerini temizlemem söylendi. Bizzat kendi kapımın paspasındaki tüyler. Komik değil mi?

Biraz daha gülelim o halde.

Koku yapıyormuş.

Bedenden ayrılmış bir tüyün koku yapması kadar komik bir şey duydunuz mu siz? Köpek eşittir tüy, tüy eşittir koku. Hemen şikayet edelim!

15 gün önce gençler gelmiş katta parti yapmış eğlenmiş. Kapımın önüne de sigara izmaritleri atmış.

Bunu bildirmemin üstünden 15 gün geçmiş, izmaritler oradalar.

Koku yapmıyor mu izmaritler?

Merakla takip ediyorum, bakalım ne zaman oradan gidecekler.

Bir apartman sakini mutfak dolabı koymuş kalorifer peteği dibine. Her açtığında güm. Günde en az beş kez zıplıyorum. Defalarca rica ettim, bu hattı uyarın kimin dolabıysa çeksin dedim, uğraşılmadı.

Köpek tırmalıyor kulaklarım rahatsız oluyor desem bulunur muydu, ne dersiniz?

Apartmanın önünde haftalarca cam kırıkları bekliyor öylece. Doğaya karışması bekleniyor. Ama bir küçük kapta kedi maması koysan laf duyuyorsun.

Şimdi bunları yapan herkes hayvan çok seviyor. Ama...

Hayvan sevdiğiniz yok. Sevgi anlayıştır. Sizin anlayışınız insana kadar sadece.

Sevginin aması, fakatı olmaz, geçiniz.

Önceki ve Sonraki Yazılar