Dr. Taner Akman

Dr. Taner Akman

Tanrı Kimin Yanında?

Dualar aynı göğe yükseliyor, bombalar da aynı gökten yağıyor. Bir taraf zafer için şükrederken öteki taraf enkaz altında yakarıyor… Peki Tanrı kimin yanında?

Geçen akşam haberleri izlerken ekrana aynı anda iki görüntü düştü.

Birinde Gazze’de, karanlığa gömülmüş bir sokakta, anneler taşların arasından çocuklarını arıyordu. Çığlıkları, sirenlerin keskin sesine karışıyordu. Ötekinde Tel Aviv’de, sığınak kapılarından içeri koşuşturan insanlar vardı; bir baba, iki çocuğunun elini öyle sıkı tutuyordu ki, elini biraz gevşetse, gökten yağan ölüm onları ayıracaktı.

İkisi de aynı göğe bakıyordu. Aynı göğe dua ediyordu.

Ve ben kendi kendime sordum: Tanrı kimi dinliyor?

Örümcek, sineğe şöyle seslenmiş:

“Seni kurtarması için yalvardığın Tanrı, benim öğle yemeğim için şükrettiğim Tanrı mı?”

Bugün dünyada olup biten savaşların özeti tam da bu soruda gizli.

Gazze’de bir annenin duası, Tel Aviv’de bir babanın yakarışıyla çarpışıyor. Tıpkı İran meydanlarında yükselen “Allah bizimle” sloganlarının, Washington’daki “God bless America” nidalarıyla çarpışması gibi. İsrail, Tanrı’yı kendi bayrağına mühürlüyor; Filistin aynı Tanrı’yı kendi taşına yazıyor. Herkes Tanrı’yı kendi safına çağırıyor.

Ama asıl gerçek şu: Tanrı’yı kimse yanına çekemez.

Tanrı bir füzenin içinde değildir. Bir tankın, bir liderin nutkunun, bir marşın içinde değildir. Tanrı, mazlumun gözyaşında, masumun nefesinde, adaletin terazisindedir.

Aamir Khan’ın PK filmindeki o meşhur repliği hatırlayalım:

“İki Tanrı var. Biri bizi yaratan Tanrı, diğeri sizin yarattığınız Tanrı.”

Bizim yarattığımız Tanrı; orduların sloganlarında, politikacıların nutuklarında, bombaların gölgesinde dolaşıyor. O Tanrı, iktidarların işine geliyor. Kitleleri susturmanın, vicdanları uyuşturmanın kolay yoluna dönüşüyor.

Ama bizi yaratan Tanrı, hiçbir ordunun safında değildir. O, yalnızca merhametin ve adaletin yanındadır.

Burada kritik bir hakikat var:

Tanrı insanın insana kıymasını istemez. Çünkü O, yalnızca yaşamı yaratmış, devamını insanın aklına ve vicdanına bırakmıştır. Savaş meydanlarında “öldür” diye duyulan ses Tanrı’nın sesi değildir; o, insanın öfkesinin, hırsının, çıkarlarının sesidir. İşte bu yüzden Tanrı tarafsızdır. Çünkü bizi özgür irade ile baş başa bırakmıştır. Kimin merhameti, kimin zulmü seçeceğini görmek ister. Gerçekte Tanrı’nın buyruğu başkasını yok etmek değil, kendi içimizdeki zulmü öldürmektir.

Bugün Gazze’de, Ukrayna’da, Yemen’de, Irak’ta… Her yerde aynı manzara: Bir tarafın zafer nidaları göğe yükseliyor, “Tanrı bize yardım etti” diye yankılanıyor. Ama aynı anda, aynı göğe bir çocuğun çığlığı da yükseliyor. Bir tarafın şükrü, ötekinin feryadını bastırıyor.

İşte bu yüzden Tanrı susuyor. Çünkü zulme ortak olmuyor.

Belki de Tanrı bize şunu söylüyor:

“Benim yanımda olduğunuzu iddia etmeyin. Birbirinizin yanında olmayı öğrenin. Çünkü ben yalnızca merhametin, adaletin ve barışın yanındayım.”

Ve işte tam da bu nedenle Tanrı övülmeyi hak eder: Çünkü O, güçlülerin değil, haklıların yanındadır. O, silahların değil, kalplerin sahibidir. İnsanların uydurduğu savaş Tanrıları gelip geçer. Ama bizi yaratan Tanrı, adaletiyle baki kalır.

Ve ben inanıyorum ki Tanrı hiçbir savaşın değil, yalnızca barışın yanındadır.

Peki biz hangi Tanrı’ya inanıyoruz: bizi yaratan Tanrı’ya mı, yoksa kendi ellerimizle yarattığımız Tanrı’ya mı?

Dr. Taner Akman

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.