Güz geliyor!

Madem sonbahar deyip gidiyorsun ya üşüyen mum savruluyor rüzgarlarda

Oysaki

Kulağımda vızıldayan sivrisineklerin yok olduğu  zamanlardaydi gelişin..

Dünyadan fırlatılmış bir ben vardı bende

Kapı gıcırtısi gibi ruhumda dolanan insanlar duruyor ekini hasat edilmiş tarlalarda..

Ağaçların siyaha dönmüş dalları dökülüyor gövde diplerine..

Ayrılık bir kovadan dökülürcesine , dökülüyor  kapı önlerine

Annemin eteklerine  bu defa ben saklıyorum hıçkırıklarimi

Ve

Güz geliyor  , içimden şiirler geçiyor

Nerden nereye gideceğini bilmeyen şiirler tutuyor ellerimden..

Ama ben  kırmızı kurdelalı ,siyah önlüklü bir kız çocuğunun ardı sıra koşuyorum, taşları karartılmış kentin caddelerinde..

Sonrası

Balkonları kırmızı ,mor iplerle süslenmiş evlerin önünden bir çırpıda geçiyorum

Kollarıma siliyorum gözyaşlarımı ..

Oysa bir çocuk evcilik oynuyor kalbimin çeperlerinde..

Ayaklarım keder bağlamış mazgallara takılıyor , gözbebeklerimi bırakıyorum oralarda..

Birden

Ayçiçeği tarlaları çekiyor canım

Çatlamış topuklarımin arasına  egzoz dumanları giriyor.

Yollara da sormayacagim artık hayalleri tutsak, gülüşleri kelepçelenmiş  çocukları

Yazgısının ırzına geçilmiş ülkemin yasını da tutmayacağım bundan böyle..

Ellerimle  toplayacağım ölümün ikiz kardeşi yaşamı .

Gökkuşaklarının altından geçip bütün renklerini zimmetime geçireceğim

Geceyi gönlümün efendisi yapıp

Son sigaramı da benden içre ben için yakacağım..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum