Serap AKYOL AKSÜYEK

Serap AKYOL AKSÜYEK

İzzet Amcama dokunmayın…

Her pazartesi Konak’ ta vapurdan inip iş yerime doğru yürürken gözlerim onu arar. Konak Meydanı’nın insanın suratını bıçak gibi kesen ayazında, yazın çöl sıcağında o amca hep ordadır. Sabahın 7’sinden akşamın karanlığına kadar…

Hava çok soğuksa, üst üste giyinmiş, eldiven ve beremi takmış olmaktan utanırım. Her pazartesi yanına gider, ‘Günaydın amca’ diyerek 1 TL’ye sattığı güvercin yemlerinden alır, güvercinlere atarım. Mutlaka hayır duası eder, güzel dileklerle uğurlar beni. Haftam güzel geçer, uğuruna inanırım.

Ezan okunduğunda cebinden takkesini çıkarıp namaz kılmaya gittiğini gördüm birçok kez. Aldığım bir bilgiye göre caminin temizlik işlerini de yapıyormuş yokluktan, 80 yaşına rağmen. Dilenmiyor, kimsenin parasını cebinde taşımıyor, onuruyla çalışıyor bu yaşta. Oysa ki sıcak evinde torun sevmeli bu ihtiyar. Devletimiz Suriyelilere uzatmış olduğu yardım elini ona da uzatmış olsaydı, belki bir maaş bağlansaydı; ömrünün son yıllarını ekmek parası kazanmak için sokakta titreyerek geçirmezdi eminim. Gerine gerine sokaklarda gezinen Suriyeliler, ülkenin sırtında giderek büyüyen bir habis olurken; ülkenin gerçek sahibi yurttaşlar arasında servet-sefalet uçurumunun giderek artmasını, gencecik askerlerimizin aynı Suriyeliler için şehit olmasını anlamlandırmak mümkün değil…  

Birçoğunuzun sosyal medyada gördüğünü tahmin ettiğim, “Zabıtanın”, kuş yemlerini dökerek oradan uzaklaştırmak istediği amca benim bahsettiğim. O gururlu ihtiyar... İsminin İzzet olduğunu daha sonra haberlerden öğrendim. İzleyenler görmüştür, yemini dökerlerken bile kendisine acındırmak için hiçbir şey yapmıyor, izliyor sadece. Gıda maddesi satmıyor. Yani Zabıtalık bir işi yok. Peki ne yapsın bu gariban amca? Çalsın mı, hırsızlık mı yapsın, dilensin mi? Büyük ihtimalle emekli maaşı da yok..

Sonradan öğreniyorum ki, Büyükşehir Belediyesi’nin izin verdiği yem satıcılarından biri o. Olayda kasıt ve provokasyon olabilir elbette, bunlara da çok dikkat etmek gerekli. Ama bu temiz insanlar alet edilmemeli bu tür oyunlara. Her şey bir yana, o yemi hiç acımazsızca yere döken görevliye sormak isterim, bir an olsun babanı, dedeni düşündün mü bu amcanın yerinde, ya da kendini? Çok merak ediyorum ne yazacaksın savunmana? Onu ne kadar üzdüğünüzü görebilecek kalp gözünüz var mı?

Neyse ki İzmir Büyükşehir Belediyesi olması gerektiği gibi bu konuda son derece duyarlı davranarak personelini uyarmış ve İzzet Amca’nın dökülen yemi yerine kendisine 5 kilo yem verilmiş.  Ve o gururlu ihtiyar; “Gelip özür dilediler, kimseden şikayetçi değilim” diyor.

Zabıta görevini yapsın

Zabıta elbette görevini yapacak, yapmalı da. Ama işe güvercin yemi satıcısı 80 yaşındaki bu amcadan başlamak yerine, 5 TL’ ye köfte-ekmek satan yerlerden başlayabilir mesela. Merdiven altı, sağlığı tehdit eden yüzlerce üretim yerleri ve seyyar gıda satıcılarını denetleyerek bizler için son derece önemli bir iş yapmış olur. Keza, güneş battığında, el ayak çekildiğinde Fevzipaşa ve Gazi gibi kentin ana bulvarlarının adeta çekirge sürüsü gibi işportacı işgaline uğramasına diyecek birkaç kelimesi olur…

Hülasa, 80 yaşına gelmiş bir adamın çalışmak zorunda kaldığı, itilip kakıldığı bir ülkede herkes görevini layıkıyla yapsa, yalnız ve güzel ülkemde bu yürek burkan manzaralar yaşanmaz...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.